18 Kasım 2009 Çarşamba
15 Kasım 2009 Pazar
ANADOLU ROCK KURUCULARINDAN (1943-99)
Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde İstanbul'da doğdu. Aileden gelen yetenekle 2 yaşından itibaren şarkı söylemeye ve Ortaokul 2.sınıf öğrencisiyken de amatör olarak müzikle uğraşmaya başlamıştır.
Müziğe başlancıgı Galatasaray Lisesi'nde olmuştur.Belçika Kraliyet Akademisi'nde eğitim almıştır.
Türkiye'de Rock müziğin öncülerinden olup Anadolu Rock türünün kurucularındandır.Besteci,şarkı sözü yazarı,gezgin ve TV programı yapımcısıdır.Şarkılarının bir bölümünü
Arapça,Bulgarca,Flemenkçe,Fransızca,İbranice,İngilizce,Japonca ve Yunanca olarak yorumlamıştır.
1969'da "Dağlar Dağlar" şarkısını yaptı. Bu şarkı, O'nun hayatında önemli bir dönüm noktası oldu. Aynı yıllarda görüntüsü değişmekte, müziği ve kıyafetleri ile bir ekol oluşturmaya başladı.
1971 yılında askerlik yılları başlayacaktır.Askerlikten sonra yine bir süre Belçika günleri araya girmektedir. Barış Manço, sıradışı kıyafetleri, takıları, enterasan el hareketleri ve şarkılarına çektiği klipler ile bizleri şaşırtmayı sürdürmeye devam eder. Sanatçı, görevinin biraz da şaşırtıcı şeyler yapmak olduğuna inanmıştı. Yıllar geçtikçe bu davranış ve biçimlerin onun özgün kişiliği olduğunu daha iyi anlayacaktık...
Barış Manço, 18 Temmuz 1978'de Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde Lale Çağlar (Manço) ile evlendi.Bu beraberliğe, oğulları 19 Mayıs 1981'de Doğukan Hazar, 24 Temmuz 1984'de de Batıkan Zorbey katılır.Oğullarına da Doğukan ve Batıkan isimlerini koyması, doğu ve batının barış içinde olması dileğinden kaynaklanmaktadır.Birçok müzik grubuyla çalıştı.Kurtalan Ekpresi kurdu.Japonya başta olmak üzere pekçok ülkede konser düzenledi.Türkiye'deki en uzun ve en başarılı televizyon programlarını yaptı. 200'den fazla şarkısı O'na; 12 altın ve platin albüm/kaset ödülü kazandırdı.Her ülkede şarkıları çok sevildi. Kongo'daki 12-13 bin kişinin katıldığı konserde "Domates Biber Patlıcan"ı söylerken, Kongoluların koro halinde şarkıya eşlik etmeleri şarkının evrenselliği hakkında bilgi vermektedir. Bu konuya başka bir örnek de Mısır'da yaşanmıştı. Barış Manço, Mısır Televizyonu'nda canlı yayında Dağlar Dağlar'ı Arapça söylemişti, bu programın sonunda Mısırlılar sokağa döküldüğü gibi, program da defalarca tekrarlanmıştı.Dünyada ilkkez Barış Manço adına bir Rock Derneği kuruldu. Barış Manço, 1999 yılında 31 Ocak'ı 1 Şubat'a bağlayan gece, geçirdiği kalp krizi sonucunda hayata veda etmiştir.
not: Bilgiler "barismancoloji.azbuz.com" adresinden elde edinilmiştir.
MÜZİK GRUPLARI
1958'de ilk grubu Kafadarlar grubunu kurar. Twist hitlerini Elvis Presley parçalarını çalan bu gruptan sonra Barış Manço Harmoniler grubunu kurar.
Bu kadroyla grup rock'n'roll coverları yaparken, Barış Manço'da ilk bestesi "Dream Girl"ü bu dönemlerde yapmış ve Ankara'da küçük bir müzik ödülünün de sahibi olmuştur. Bu kadro ile 3 tane 45'lik çıkaran Manço, Türkiye'den ayrılıp Belçika'da öğrenim hayatını sürdürmek isteyince Harmoniler dağılır. Bu kadronun kaydettiği iki türkü "Urfa'nın Etrafı Dumanlı Dağlar" ve "Kızılcıklar Oldu Mu?" yıllar sonra yayınlanır.
1964'te,Barış Manço Rigolo plak şirketiyle anlaşarak Jacques Danjean Orkestrası ile beraber çalışmaya başlar.Twist'ten rock'n'roll'a dönen Barış Manço'nun kayıt şartları da iyileşmiştir. 4 şarkılık Fransızca bir EP çıkarır. Bu EP Türkiye'ye geldiğinde radyocular Manço'yu Fransız bir sanatçı olarak düşünüp sunarlar. Manço bu dönemler ilk LP'sini çıkarmak istese de başaramaz. Barış Manço 1965'te Liege'de "Golden Rollers" adlı bir grupla konser verir. Aynı yıl Barış Manço "Olympia"da konser verme başarısını gösterir. Bu konserde "Babysitter" ve "Jenny Jenny" şarkılarını söyler. 1966'da ise bir festivalde "The Folk 4" grubu ile Türk müziğinden örnekler sergileyerek dikkat çeker. Ancak Fransız bir müzisyenin Barış Manço'nun aksanını beğenmediği için onun plağının çalınmasını yasaklaması Barış Manço'yu derinden etkiler ve Avrupa kariyerini sona erdiren nedenlerden biri olur. Aynı yıl "L'Alba" adlı bir grup Barış Manço ve Andre Soulac tarafından yazılan ilk parçayı seslendirir.
Bu konserler döneminde Manço bir vahşi kedi adı olan "Les Mistigris" adlı Belçikalı grupla tanışır ve onlarla çalmaya başlar. Grubun söz yazarı Andre Soulac ile MANLAC adlı bir prodüksiyon şirketi de kurulur. Davulda Francis Lonneux, gitarda Christian Lacombes, basta Paul Vanderbossche'dan oluşan grupla Sahibinin Sesi şirketiyle anlaşan Barış Manço, iki 45lik çıkarır. Birinde kendi besteleri, ötekisinde ise iki türkü yorumu bulunur. 1967'de Hollanda'da geçirdiği bir kaza yüzünden dudağında bir yarık olur ve bıyık bırakmaya başlar. Grupla yurtdışı konserleri veren Barış Manço, Türkiye'ye bu grupla döner ve bir EP yayınlar. Ancak vize problemleri, yasal sorunlar ile uğraştıkları için yolları ayrılır.
Barış Manço Les Mistigris ile ayrıldıktan sonra "Kaygısızlar" grubu ile çalışmaya başlar. Genç gitaristler Mazhar Alanson, Fuat Güner, baterist Ali Serdar ve bas gitarist Mithat Danışan'dan oluşan grup daha önceden kendi konserlerini veren genç bir gruptur. Barış Manço en büyük hitlerinden biri olan "Kol Düğmeleri"ni bu grupla da kaydeder. Barış Manço'nun eğitiminin sürmesinden dolayı aralıklarla plak çıkaran grup hem Anadolu temalarına, hem de doğu motiflerine yakınlığı ile bilinen yavaş yavaş yükselmekte olan psychedelic müzik akımına bulaşır. Grup bir yandan "Bebek", "Kağızman" gibi türküleri yorumlarken "Trip (To a Fair)", "Runaway", "Flower of Love" gibi Avrupalı meslektaşlarıyla yarışacak bestelerini yapıyorlardı. Bu 45liklerden "Ağlama Değmez Hayat" altın plağa uzanmıştı. Fransa'da "Fairground" ve "Susanna" parçalarını iyi imkanlarla kaydeden Barış Manço, Kaygısızlar'ın yurtdışı planlarından uzak durması yüzünden yollarını ayırırlar.
Barış Manço bu gruptan sonra yurtdışı planları için "Ve" grubunu kurar. Bu grup Yardbirds ile de çalışmış İngiliz Jonathan Glemser, Tunuslu baterist Mounir Ghattas, Kafkas basgitarist Onkhan Tunca'dan oluşuyordu. Bu grupla Türkiye turnelerine çıkan Barış Manço, Türk olduğunu da halka zor kanıtlıyordu. 1969'da Barış Manço Magali Michel ile "Toi" şarkısında düet yapar. Yurt dışında da "Etc" tanıtılan "Ve" grubuyla iki 45lik yayınlar Manço. 1970'de Cüneyd Orhon'un kemençesi ile yayınlanan Dağlar Dağlar büyük bir başarı kazanır. Plak beş ayda 700.000 adet satışa ulaşır, altın plak alır ve Manço'yu Erkin Koray, Cem Karaca gibi rock sanatçılarının yanına taşır.
Bu başarı ile Türk müziği piyasasına giren Barış Manço, Türkiye'de ender görülen bir işe imza atıp zaten ünlü olan Moğollar ile güçlerini birleştirme kararı alır çünkü iki grubunda hedefi Türk müziği ile Avrupa'da ün kazanmaktır. "Mançomongol" olarak da tanına bu grup maalesef sadece 3 şarkıya ve bir 45liğe imza atar. 1971'de grup hem Barış Manço hem Moğollar şarkılarına sahip ilk konserini verir. 1971'de kabakulak olan Barış Manço'nın hastalığının da etkisiyle Fransa'da çalışan bu grup orada da ayrılır. Barış Manço ,1973'de Kurtalan Ekspres'ini kurdu.
NOT:BİLGİLER tr.wikipedia.org ADRESİNDEN ALINMIŞTIR.
KURTALAN EKSPRES
1971 ve 1972 Barış Manço'nun bir çok sanatçı ile çalışarak Kurtalan Ekspres'i kurma çalışmalarıyla geçer.Barış Manço 1973 yılında grubu kurar ve vefatına kadar bu grupla birlikte çalışır.
Kurtalan Ekspres 1973'ten bu yana çeşitli kişilerle çalışmıştır. Başlangıçta Murat Ses, Ahmet Güvenç, Celal Güven, Ömür Gidel ile başlayan grup 1978'den itibaren Bahadır Akkuzu'nun katılımıyla devam etti. Yıllarca Barış Manço'nun orkestralığını yürütmüş olan bu grup, Barış Manço'nun vefat etmesi üzerine Cem Karaca'yla çalışmaya başlamıştır.
Kurtalan Ekspres, sahnelerde olduğu kadar, Manço'nun sunduğu TV programlarında da yer aldı.
Barış Manço vefat etmeden önceki dönemde çıkan kaset yapma fikri Barış Manço'nun vefatı nedeniyle ertelendi. En sonunda 2003 yılında "3552" adıyla kasetlerini piyasaya sürdüler. Fakat Mor Elbisen dışındaki hiç bir şarkısı beklenen ilgiyi görmedi.
NOT:BİLGİLER tr.wikipedia.org ADRESİNDEN ALINMIŞTIR.
ŞARKILARINDAKİ DİDAKTİK UNSURLAR
Barış Mançoeserlerinde doğruluk.dürüstlük , helal kazanç , çağdaşlık ,cumhuriyetin önemi, genç ve çocuklara doğru ve faydalı olanın gösterilmesi vedeörneklenerek öğretilmesi , hayatın siyaseti , dil ve Türk milletininözelliklerini vurgulamış ve şarkılarında atasözlerini sürekli kullanmıştır.
Barış Manco eserlerinde iyi olanısöyler yanlış olanı anlatır ne yaparsak sonunda ne olur gibi veriler verir.
Şöyle yaparsan boyle olur gibiyargılar uyandırır.Atasözleri ile söylediklerini doğrular ve pekiştirir.Çağdaşozan edasinda Barış der , Barış bilir , gibi sözlere yer verir.
Barış Manço eserlerinde çocuklar,yaşlılar,sevdalılar ve hatta hayvanlara yönelik unsurlar kullanmıştır.Kimseyikırmadan ,incitmeden söylemek istedikleri belirtir ve bunları ispatları ileşarkılarının içine serpiştirerek pekiştirir.
NOT:BİLGİLER BARIŞ MANÇO ROCK DERNEĞİ'DEN ALINMIŞTIR.
ALBÜMLERİ
1975- 2023 (Yavuz Plak)
1976- Baris Mancho (1977'de " Nick The Chopper " olarak cikti )(CBS)
1978- Yeni Bir Gun (Yavuz Plak)
1978- 20 Sanat Yili Disko Manco (Turkuola)
1981- Sozum Meclisten Disari (Turkuola)
1983- Estagfurullah...Ne Haddimize!.. (Turkuola)
1985- 24 Ayar Manco (Emre Plak)
1986- Degmesin Yagli Boya (Emre Plak)
1988- 30 Sanat Yili Fullaksesuar Manço-Sahibinden Ihtiyactan (Emre Plak)
1989- Darısı Başınıza(Yavuz Plak)
1992- Mega Manco (Emre Plak)
1995- Musaadenizle Cocuklar (Emre Plak)
1996- Baris Manco Live In Japan (Emre Plak)
1999- Mançoloji
2000- Barış Manço Senfoni Orkestrası
2001- Barış Manço İngilizce Albümü
2002- Yüreğimdeki Barış Şarkıları
2004-2023 Albümü
2008 - Barış Manço Şarkıları Çocuk Korosu
2009 - Barış Manço Kızılcıklar Oldu Mu -Fransızca
NOT:BİLGİLER BARIŞ MANÇO ROCK DERNEĞİ'NDEN ALINMIŞTIR.
TV PROGRAMLARI
TV PROGRAMLARI Barış Manço ile 7'den 77'ye, Adam Olacak Çocuk,İkinci Kahvaltı, Dönence Dünya Turu programında, Dere Tepe Türkiye'de, 4 X 21 Doludizgin.
Barış Manço, büyük birikiminden her yaş kuşağının yararlanmasını istiyordu. Biraz da seyyah olup, dünyayı gezmek vardı düşlerinde. Ekim 1988'de, TRT 1 Televizyonu'na o güne kadar benzeri yapılmamış bir program önerdi. "Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" idi düşündüğü. Yayına girdiği ilk gün milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan "Barış Manço ile 7'den 77'ye, 1998 Haziran ayında 378. kez ekrana gelerek Türk televizyonculuğunda ulaşılması zor bir rekoru kırdı. 7'den 77'ye, Dönence, 4x21 Dolu Dizgin programlarıyla hemen hemen bütün dünyayı dolaşan Barış Manço, Japonya turnesiyle 1995 yılına damgasını vuruyordu... Tokyo, Osaka ve Nagasaki gibi Japonya'nın büyük kentlerinde konserler veren Barış Manço, Japonların da büyük sevgisini ve beğenisini kazanıyordu...
Program çekimleri için oluşturulan TV ekibi, Ekvator'dan Kutuplar'a kadar yerküre üzerinde 150 değişik ülkeye giderek 500 bin km.'den fazla yol katetti. Bir başka deyişle, Barış Manço dünyanın çevresini 12 kez dolaşmış oldu. Devlet başkanları, dünyaca ünlü şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da konuk olduklar Manço'ya. Bu program Türk Televizyonculuğunda ulaşılamamış pek çok rekoru da elde ederek ayrı bir başarıya ulaştı. Yüreğindeki çocuk sevgisi, kendi çocuklarıyla sınırlı kalmayıp dünyanın tüm çocuklarını sarmaya, sorunlarını, dertlerini dinlemeye itti Barış Manço'yu...
NOT:BİLGİLER tr.wikipedia.org,uyurgezer.net'den ALINMIŞTIR.
SİNEMA
2 Ocak 1975 tarihli Baba Bizi Eversene sanatçının tek bir sinema filmi yapıtıdır.
Konusu
Mahir [Barış Manço], patron yardımcısı ve satış temsilcisi olarak çalıştığı ilaç fabrikasının sahibi Fazıl Bey'in [Hulusi Kentmen] kızı Sevim [Meral Zeren] ile yıllar önce bir aşk yaşamışlar; fakat Fazıl Bey buna karşı çıkarak kızı Sevim'i, Mahir'i unutması için yurtdışına göndermiştir. Yıllar sonra Sevim Türkiye'ye geri döner ve Mahir'le tekrar aşk yaşamaya başlar. Fazıl Bey, Mahir ile Sevim'in evlenme isteğine karşı çıkar. Bu arada, Fazıl Bey'in oğlu ve Sevim'in erkek kardeşi olan Erol [Sinan Ecer] ile birlikte olan Şermin [Serpil Nur], doğurduğu bebeği Erol'a bırakır. Erol, bu bebeğin kendisine ait olduğu yalanına inanarak paniğe kapılır. Mahir ile evlenmenin yollarını arayan Sevim, Erol ve Mahir'le anlaşarak, bebeğin kendilerine ait olduğunu söylerler ve Fazıl Bey'in bebek sayesinde kendilerini evlendireceğini düşünürler. Bundan sonra da komik olaylar gelişmeye başlar.
Adı: Baba Bizi Eversene
Yapım: Erman Film
Yapım Yılı: 1975
TV Telif Hakkı: Show Tv, TGRT, TRT-1
Sponsor: CIBA-GEIGY
Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Senaryo: Ahmet Üstel
Kamera ve Foto Direktörü: Kenan Kurt
Renk Uzmanı: Türker Vatan
Montaj ve Senkron: İsmail Kalkan
Negatif Montaj: Mahmut Eskici
Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu
Müzik: Barış Manço ve Kurtalan Ekspres
Prodüktör: Hürrem Erman
Stüdyo: Yeni Stüdyo
Oyuncular: Barış Manço, Meral Zeren, Hulusi Kentmen, Serpil Nur, Sinan Ecer, Bilge Zobu, Diler Saraç, Ali Cağaloğlu, Feridun Çölgeçen, Erdoğan Gak
NOT:BİLGİ tr.wikipedia.org/
ÖDÜLLERİ
- Türkiye Cumhuriyeti : Devlet Sanatçısı - Ankara (1991)
- Hacettepe Üniversitesi : Onursal Doktora - Ankara (1991)
- Soka Üniversitesi : Uluslararası Kültür ve Barış ödülü - Tokyo,Japonya (1991)
- Belçika Krallığı : Leopold II Şövalyesi Nişanı - Brüksel,Belçika (1992)
- Fransız Kültür Bakanlığı : Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı - Paris,Fransa (1992)
- Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı : Türkmen Vatandaşlığı - Aşkabat,Türkmenistan (1995)
- Pamukkale Üniversitesi : Onursal Doktora - Denizli (1995)
- Min-On Vakfı : Yüksek Şeref Madalyası - Tokyo,Japonya (1995)
- Gazeteci ve Yazarlar Vakfı : Hoşgörü ödülü (1996)
- 3000 den Fazla Plaket ve Onur Ödülü ile Türkiye'nin en çok ödül alan tek sanatçısı olma ünvanı...
-Türk Milleti tarafından ONURSAL EVLAD ünvanı...(1999)
NOT:BİLGİLER BARIŞ MANÇO ROCK DERNEĞİ'NDEN ALINMIŞTIR.
- Hacettepe Üniversitesi : Onursal Doktora - Ankara (1991)
- Soka Üniversitesi : Uluslararası Kültür ve Barış ödülü - Tokyo,Japonya (1991)
- Belçika Krallığı : Leopold II Şövalyesi Nişanı - Brüksel,Belçika (1992)
- Fransız Kültür Bakanlığı : Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı - Paris,Fransa (1992)
- Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı : Türkmen Vatandaşlığı - Aşkabat,Türkmenistan (1995)
- Pamukkale Üniversitesi : Onursal Doktora - Denizli (1995)
- Min-On Vakfı : Yüksek Şeref Madalyası - Tokyo,Japonya (1995)
- Gazeteci ve Yazarlar Vakfı : Hoşgörü ödülü (1996)
- 3000 den Fazla Plaket ve Onur Ödülü ile Türkiye'nin en çok ödül alan tek sanatçısı olma ünvanı...
-Türk Milleti tarafından ONURSAL EVLAD ünvanı...(1999)
NOT:BİLGİLER BARIŞ MANÇO ROCK DERNEĞİ'NDEN ALINMIŞTIR.
SON RÖPORTAJ
Siz bir radikal misiniz?
Hayır ben bir Barış Çelebiyim.
Bence bir radikalsiniz. Sizin çok özel bir ilgi alanınız da çocuklar. Bizim çocuklarımıza olan o yoğun ilginin nedeni?
O çocuklar hepimizin. Onların adam gibi adam olmasında hepimizin sorumluluğu var. Aslında ben sadece bir çocuk programı yapıyor değilim. Biliyorum ki, beni çocuklar seyrettiği kadar onların büyükleri, anneleri, babaları, dedeleri, amcaları, anneanneleri, babaanneleri de seyrediyor. Daha güzel imkanlar sunarak daha huzurlu bir dünya kuralım istiyorum çocuklar için.
Biz sizi tevazu ve içtenliğinizle tanıyoruz. Her sanatçı, toplumun kendisini baş tacı etmesini ister...
Bir şartla bunu istemeye hakkı olur sanatçının; onun da toplumu baş tacı etmesi ve bunu en yalın haliyle göstermesi şartıyla. İyi niyetli, samimi ve içten bir insan olduğumu düşünüyorum. Bana ulaşmak, benimle konuşmak kolaydır. Sanata kırk yılımı verdim. Beni mahcup etmeyecek eserler ortaya koydum. İddialı olmadım; ama otuz yıl önce bestelediğim, söylediğim bir şarkı bugün hâlâ aynı coşkuyla dinleniyor. Sanatla başladım hayata ve sanatçı olarak bitirmek istiyorum. Siyaset aklımdan geçmiyor. Niye geçsin ki, ben şimdi iyi bir noktadayım. Konuştuğunda sözü dinlenen ve halkı tarafından oldukça sevilen biriyim. Aradığım şey geniş kitlelere seslenmek ve onlardan bir ses duymaktı. Bir usta olduğumu söyleyenler de oldu; ama ben buna ‘estağfirullah’ dedim. Hayatım boyunca da, ustayım, sanatçıyım gibi iddialarda bulunmayacağım. Benden sonra insanlar benim için böyle güzel şeyler konuşurlarsa, buna da çok memnun olacağımı itiraf etmeliyim.
‘Benden sonra’ diyorsunuz. Hayatı fâni olarak görebilmek, insanın kendisini inşa etmesi ve ilişkilerini düzenlemesi açısından da çok önemli bir fırsat değil mi?
İsabet buyurdunuz. Bizler genel anlamda elimizdeki şeylerin kıymetini onu kaybettikten sonra anlıyoruz; ama iş işten geçiyor çoğu kere. İhtiraslarımız, hırslarımız insani değerlerimizin, insana yaraşır kabiliyetlerimizin önüne geçiyor. Hayatın ve dolayısıyla kendimizin fani olduğunu unutmazsak, elimde ne kadar olduğunu bilmediğimiz zamanı kendimizi gerçekleştirmeye ve eser ortaya koymaya ayırırız. Hayatın böyle kavranıldığı bir toplumda, bir ülkede, bir dünyada da sevgi ön plana çıkar.
Şarkılarınızda çağrışım dünyası oldukça geniş ve daha çok bir filozof edasıyla ifade edilmiş bu tür parçalar var değil mi?
Ben hayatın gerçeğini anlatıyorum. Sevda kadar, ayrılık kadar ölüm de bizim bir gerçeğimiz. Bunlardan kaçmak yerine anlamak ve zaman içinde içimize sindirmek zorundayız.
Hüzünlenince daha fazla mı düşünüyoruz ayrılığı ve ölümü?
Olabilir, tam bilemiyorum. Ama genellikle pek fazla düşünmediğimiz, hatta kendimize ölümü yakıştıramadığımız için, her gelen ölüm bir şok etkisiyle geliyor. İnsan aynı zamanda düşünen ve hisseden bir varlık. Sanıyorum düşünerek ve hissederek yaşamak gerekiyor.
Yahya Kemal’in on beş yılda tamamladığı Sessiz Gemi’yi hatırlıyorum da anlam zenginliği ve çağrışımları açısından sizin birkaç eseriniz de ruhumda aynı etkiyi yapıyor.
Elbette ki bende Sessiz Gemi kıvamında bir eser yok. Merak ettim hangi eserim sizde ona benzer bir çağrışım yapıyor?
Mesela; Ömrümün Sonbaharında, mesela; Dağlar Dağlar... Kendi kendime soruyorum acaba bir yolculuk mu var ve yolcu kim?
Yolculuk sürekli var ve sıramız gelince hepimiz yolcuyuz. Bir gün söylemeye, vedalaşmaya fırsat bulamayız belki. Onun için şimdiden söyleyeyim:
Çoktan uçmuş güvercin,
Tahta masam devrilmiş
Can dostum çoban uykuda.
Tatlı komşu Ayşe Teyze
Emekli Salih Öğretmen
Hepinize, hepinize elveda...
Dostlar elveda...
Gözlerim kurşun gibi ağır ağır kapandı bu gece
Elveda...
Allah gecinden versin, emr-i Hakk vaki olduğunda geride kalanların size hangi eserlerinizle seslenmelerini istersiniz?
Biz nasıl yaşamışsak ona göre eserler bırakmışızdır geriye... Gülpembe, Unutamadım...
Unutulma korkunuz var mı?
Hayır yok. İnsan ne zaman ölür biliyor musunuz? Fizik varlığınız itibarıyla bu dünyadan ayrılınca ölmüş olmazsınız. İsminiz ne zaman artık anılmıyorsa bu dünyada, o gün hem ölmüş hem de unutulmuş olursunuz.
İnsanın yüreğine seslenen ve kalıcı izler bırakan pek çok esere imza atmış bir insan olarak kimseden beste istemediğinizi, almadığınızı biliyorum; fakat bir istisnası var.
Bir dostumun çok güzel bir bestesi vardı: ‘Canım Oğlum.’ İlk dinlediğimde gözyaşlarımı tutamamıştım. Onu çok fazla istedim; fakat vermedi. Dilerseniz okuyayım:
Biz ölü seven bir topluma benziyoruz. Çünkü sevdiklerimize sevgilerimizi onlar da hayattayken neredeyse hissettirmemek için bir çaba sarf ediyoruz.
Siz toplumdan, bizlerden yeteri kadar sevgi gördünüz mü?
Ben sevildiğimi biliyorum ve oldukça fazla hissediyorum; fakat her insanın benim kadar bu konuda nasipli olmadığını da biliyorum. Ne var biliyor musunuz? İnsanlar korkuyorlar birbirlerinden; çünkü çok ciddi bir çatışma sürecinden geçtik yakın tarihlerde. Ben o süreçte taraf olmadım ya da taraf olduysam sadece ve sadece ‘insanın’ tarafında oldum. 7’den 77’ye bu ülkenin tüm insanlarına aynı gözle baktım ve hepsini sevdim. Dedim ya ben hep sizin şarkınızı söyledim. Biliyorum ki, sanatçıya sevginizi ne kadar çok hissettirirseniz, o zaman o sanatçı ortaya çok daha güzel eserler koyar. Çıkmaz sokağa girmeden gösterelim ve hiçbir insandan esirgemeyelim sevgilerimizi. Üç-beş günlük dünya hayatı değmiyor hiçbir kavgaya...
Bu bir veda sohbeti olsaydı nasıl seslenmek istediniz bize?
Dün yine yapayalnız
Dolaştım yollarda
Yağmurlarda ıslanan
Bomboş sokaklarda
Unutmak kolay demiştin
Alışırsın demiştin
Öyleyse sen unut beni
Yeter ki benden isteme
Gözlerimde yaş, kalbimde sızı, unutmadın seni...
Gözlerimde yaş
Kalbimde sızı
Unutmadım seni
Unutamadım seni
Not: Bu röportaj Mehmet Gündem'in Barış Manço ile yaptığı röportajdan alınmıştır.
ÖLÜMÜ
31 Ocak 1999 akşamı saat 23:30 civarında telefonda konuşurken kalp krizi geçirdiğinde hemen hastaneye kaldırılsa da saat 01:30 sularında hayata gözlerini yummuştur. 1983'te de daha önce kalp spazmı geçirmişti. 3 Şubat 1999'da Kanlıca'da toprağa verildi. Tabutunun üstüne "Gesi Bağları" yorumundan ötürü Gesi'den gelen toprak kondu.
Barış Manço ölmeden önce müzik hayatının 40 yılını anlatan 40. yıl şarkısını bestelemişti. Ancak sözlerini yazamadan hayatını kaybetmişti. Bu şarkının da bulunduğu Mançoloji ölümünden sonra çıkıp milyonlar sattı. Daha sonra Yüreğimde Barış Şarkıları adında bir anma albümü de yayınlandı. Ölümünden sonra kurulan Barış Manço Rock Derneği halen Barış Manço izinde ilerleyen Dünya'nın ilk ve tek resmi Barış Manço vede Rock müzik Derneği olma özelliği taşımaktadır.Tüm Barış Manço sevenleri bir arada buluşturan dernek Barış Manço felsefesinin gelecek nesillere aktarılması için çalışmaktadır.
Bu büyük sanatçı bıraktığı eserler ile her zaman Türk Milleti'nin kalbinde yaşayacaktır...
NOT:BU BİLGİ HÜRRİYET'İN 2 ŞUBAT 1999 TARİHLİ BASIMINDAN ALINMIŞTIR.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)